1 Kasım 2016 Salı

“Türkiye’deki nefretin adı: EŞCİNSELLİK

Athena’nın LGBTİ’leri konu aldığı “Ses Etme” şarkısının klibinde oynayan Onur Gökhan Gökçek, Türkiye’de sadece homofobi olmadığını, insanların her kesim ve sınıftan bireylere karşı nefret beslediğini söylüyor


Athena’nın transeksüelleri konu aldığı “Ses Etme” şarkısına çektiği klibi kısa süre içinde büyük yankı uyandırdı. Hem gazete köşelerinde hem sosyal medyada uzun süre konuşulan klipte transeksüellerin bir günü ve yaşadıkları şiddet gözler önüne serildi. Klipte tüm dikkatleri üzerine çeken Onur Gökhan Gökçek ile aynı lisede okuduk. O yıllarda dahi hiç çekinmeden “gay” olduğunu söyler ve diğer öğrencilere bunun ne olduğunu anlatmaya çalışırdı. Bale yapıyordu... Yıllar sonra bir gün Cahide’de karşıma drag queen olarak çıktı, geçen hafta ise Athena’nın olay yaratan klibinin başrol oyuncusu olarak. Herkesin kim olduğunu ve ne yaptığını merak ettiği, önümüzdeki hafta Zürih’te yepyeni bir hayata başlayacak olan Onur’la Soho House’da bir gün geçirdik ve toplumda gün geçtikçe artan nefreti konuştuk.

Ben seni en son lisede bıraktığımda bale yapıyordun. Drag queen olma sürecin nasıl gelişti?

Bale dünyasının “Her şey mükemmel olmalı” mantığından çok sıkıldım. İnsanların birbirine karşı davranışı beni soğuttu. Sonra DJ’lik yaptım bir dönem. Ardından her şeyi bırakıp tatile gittim ve paralarımı bitirince, “Ne yapacağım ben?” tasası başladı. Baleden bir arkadaşım bana Cahide’de çalışmak için bir kız aradıklarını söyledi. Görüşmeye gittim ve provayı seyrettiğim anda büyülendim zaten. Normalde gece dışarı çıkarken kep filan takıyordum ama topuklu ayakkabı giymem çok zor oluyordu. Yanıma alıp, gittiğim kulüpte değiştiriyordum. Cahide’de çalışmak bana bütün bu fırsatları sundu. Makyaj yapacağım, kostümler, peruklar, topuklu ayakkabılarla dans etmek derken para vermesiniz de olur diyecek kıvama geldim. Beş yıl boyunca da Cahide’de çalıştım.

Athena ile yollarınız nasıl kesişti?

Athena grubunun bas gitaristi Umut Arabacı benim arkadaşım. Böyle bir klip çekmek istediklerini, rol için Gökhan ve Hakan’a beni önerdiğini söyledi. O dönemde beni ilgilendiren şey para kazanmaktı çünkü paraya çok ihtiyacım vardı. “Tamam senaryoyu da beğenirsem oynarım” dedim. Çekim ekibiyle tanıştım ve çok sevdim onları. İşin boyutu orada değişti benim için. Ne yapmak istediklerini bana anlattıklarında “Evet, tamam ben bu işte varım” dedim.

Klibin bu kadar ses getireceğini bekliyor muydun?

Hayır, kesinlikle beklemiyordum. Daha önce hiç bu kadar profesyonel bir ekiple başrolde çalışmadım ben de. Bu kadar ince işlenen başka bir klip de olmamıştı, o yüzden bu kadar ses getirdi. Kargo grubu, Orhan Atasoy’un “Gemiler” şarkısına çektiği klip filan var ama neden Sezen Aksu yapmadı bugüne kadar? Sezen Aksu gay’lerin ikonu. Neden Ajda Pekkan yapmadı? Dolayısıyla çok ses getirdi klip ama ben de bu kadarını beklemiyordum.

“Takipçilerim çok güzel mesajlar gönderiyor"

Klipten sonra çok tanınmaya başladın. Bu seni ürkütmüyor mu, tedirginliklerin oldu mu?

Klibi çekerken ya da çekmeden önce hiç böyle tereddütlerim olmadı. Çekimler tamamlandıktan sonra beni izlemeye çağırdılar. Seyrettikten sonra “Ne hissediyorsun?” diye sordular. “Biraz korktum açıkçası, başıma bir şey gelmesin” dedim. Çok gerçekçi ve insana geçen bir yanı var klibin.

Nasıl yorumlar alıyorsun?

Sosyal medyadan bir sürü mesaj alıyorum, “Sizi sinema filminde ya da bir dizide görmek isteriz” diye. Güzel projelere ve fikirlere açığım. Birkaç proje için görüşmelerim olacak yakın zamanda. Öte yandan sosyal medya hesaplarımın takipçi sayısında patlama yaşandı. İnanılmaz güzel mesajlar alıyorum. İlk defa dün akşam bir fotoğrafımın altında sahte bir takipçi küfürler yazdı. “Siz köpeksiniz, sizi öldürüceğiz” filan yazmış. Ben de hemen silip engelledim. Bir takipçim de özelden mesaj attı. Onu okuyunca klibin amacına ulaştığını anladım. Şöyle yazmış: “Merhaba, konuşmanızı dinledim ve en az klip kadar beğendim. Son derece ölçülü ve makul bir insan olarak konuşmuşsunuz. Toplumda sizlerin marjinal olduğuna dair bir algı var. Bende de vardı doğrusu. Anlattıklarınız beni de bu konuda yanıldığıma dair düşündürmeye başladı. Hayat böyle paylaştıkça, saygıyla ne kadar güzel. Bundan sonra sizi gıptayla takip edeceğim.”

“Aşk ve sevgi kazanacak”

Aslında bu klibin amacı bilmeyen insanların dikkatini çekmek değil mi?

Aslında bu, evet. Bu klibi, durumun farkında olan bilinçli, cihangir’de ya da Nişantaşı’nda oturan, bu balonun içinde yaşayan insanlar için yapmadım. Bu klipte Athena’nın popülaritesi sayesinde transfobi, homofobi yaşayan insanlara ulaşmak ve eşcinsel bireylerin sesi olmak için yer aldım. Türkiye’deki homofobi ve transfobi seviyesi gerçekten çok yüksek. Dünyanın her yerinde var gerçi, İsviçre’de de başıma geldi. Bir Sabah kostümümle parktan geçerken genç çocuklar üstümüze yürüdü. Bir şey yapmadan uzaklaştım. Öyle de yapmak gerekiyor zaten. Yaşadığımız hiçbir şeye rağmen korkmuyoruz, alışın her yerdeyiz. Aşk ve sevgi kazanacak.

Tükiye’de nefret seviyesi nasıl? Başına bir şey geldi mi hiç?

Türkiye’deki nefret çok güçlü. Sadece homofobi ya da transfobi değil. Aleviysen var, Kürtsen var, kadınsan var. Herkesin birbirine karşı beslediği bir nefret var. Türkiye’de bu durumun adı insanfobi aslında. Buradan gitmeye çalışmamın sebeplerinden biri de bu. Motivasyonum düşüyor, mutsuz oluyorum. Bu hafta Zürih’e taşınıyorum, orada çok ünlü bir sirkte ve gece kulübünde çalışacağım drag queen olarak. Kendimi mesleki anlamda daha da geliştireceğim. Buradaki projelerime devam etmek için bir ayağım hep İstanbul’da olacak.

GİZEM COŞKUNARDA / MİLLİYET

16 Ekim 2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder