- Hepimize geldiği kadar bana da karmaşık geliyor. Herkes gibi anlamak için çaba sarf ediyorum.
Karamsarlığa kapıldığınız oluyor mu?
- Tabii, olmaz mı? İtiraf edeyim, arada ‘Buradan gitsem mi’ diye düşündüğüm bile oldu. Ama ben başka bir ülkede yaşayamam. Türklük benim genlerimde fazlasıyla var sanırım. Bir de 50 yaşımdayım artık, bu karar için geç.
Gitme isteğinizin sebebi ekrandaki sansürler, kadına şiddet ya da siyasi iklim mi?
- Hepsi.
Umut var mı?
İnşallah! Herkes gibi umutsuzluğa kapıldığım zamanlar oluyor ama sonra bir şey okuyor ya da görüyorum, fikrim değişiyor, içim umut doluyor. İnşallah hepimizi daha iyi günler bekliyordur.
Peki Türkiye’de yaşananlar sizce ekranı nasıl değiştirdi?
Ötekini berikini bip’ler olduk!
O halde sansüre, ekrandaki dekoltenin azaltılmasına, öpüşme sahnelerinin yasaklanmasına gelelim..
.- Mesela geçen hafta Çağatay Ulusoy’un ‘Delibal’ filminde söylediği ‘gay’ ve ‘rakı’ kelimeleri bip’lenmiş. Aslında bence RTÜK’ten ceza alacak kelimeler değil. Bu bir kanalın otosansürü. Zaten yapımcılar, ekran yüzleri, kanal yönetenler giderek daha fazla otosansür yapar hale geldik.
Neden böyle olduk?
- Baskı, otosansüre döndü. Muhtemelen benim de sabah toplantılarında “Yok onu yapmayalım” gibi şeyler dememin bir sebebi bu.
Ön sevişmenin nesi kötü olabilir
Otosansür olmasa ve o kelimeler yayımlansa ahlaksızlaşır mıyız?
- Hayır canım. Mesela bip’lenen ‘ön sevişme’ kelimesi var. Bunun nesi kötü olabilir? Hiçbirimizi leylekler getirmedi.
Geçmişte ‘Huysuz Virjin Şov’u yaptınız. Bugün yapabilir misiniz?
- Hayır. Biz yapmayı bırakalı çok oldu. Seyfi Bey’e de (Dursunoğlu) sonra yaptırılmadı bildiğim kadarıyla. Mesela Hülya Avşar, şovunda Ricky Martin’in poposunu ellemişti. Eğer şimdi aynı programı çekseydik, yapımcı olarak o bölümü yayımlar mıydık emin değilim.
Peki ekrandaki işler bizleri ne kadar etkiliyor? Biz mi dizi ve programları yönlendiriyoruz, onlar mı bizi?
- Ekranı halk yönlendiriyor. Gerçi reyting sistemi başlı başına tartışılması gereken bir konu. Bir önceki reyting sistemini kuranların çoğu tutuklandı, sonra takipsizlik kararı alındı. Ona rağmen reyting yolsuzluğu yapılıyor diyerek yeni bir reyting sistemi kuruldu. Şimdi de o sistemi kuranlar tutuklu... Bu panel Türkiye’yi yansıtıyor mudur, bilmiyorum. Ama böyle giderse ben ve benim gibi birçok yapımcı herhalde yedi sene sonra falan işsiz kalırız. Çünkü sistem bizi dışına iter.
Hakan GENCE Fotoğraflar: Muhsin AKGÜN / HÜRRİYET
15 Ekim 2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder